VARLIK
- Timur Bedirli
- 2. Juni 2016
- 1 Min. Lesezeit
Ben var mıyım diyorsanız, bu soru var olduğunuzun delilidir. Yok olanın sorusu da olmaz. Varsanız arzularınız, korkularınız ihtiyaçlarınız, sevgileriniz, hırslarınız, acımalarınızla pek teferruatlı bir varlık olduğumuzu hayallerinizden ve sorularınızdan bilirsiniz. Peki, nasıl oldum ben. 2 ihtimal var.
1.Beni ben yaptım: Olamaz, bu düzenli yapı ile ben yapsam hatırlardım. Çünkü bilincim yaptıklarımı biliyor.
2.Biri beni yaptı. Böyle yaptı. Pek güzel ama problemli yaptı.
Neden problemliyim acaba? Herhalde çözmek için. Neyle çözeceğim? Bana verilenle. Neyim var? Zekâm ve duygularım.

Zekâmı geliştireyim. Gayretle, öyle ki akleden olayım.
Duygularıma gelince, onlar varlığını ispatlayamayacağım, kol, bacak, mide, mesane, rektum ve genital isteklerime yarıyor. İyi ama bunlar etrafında hissettiğim bana çok benzeyen pek çok yaratıkta da var. Peki onlarda olmayan bu varlığını ispatlayamadığım organlara hizmet etmeyen duygularım var mı? O organlar, bütün yiyecekler, bütün mallar (işime yarasın veya yaramasın) bütün karşı cinstekiler, bütün otorite bende olsun. Ben karar vereyim onların yaşamalarına ölmelerine.
Ne var bende bunlara hizmet etmeyen? Var mı?
Evet iki duygum var ki; sevgi ve merhamet. İşte bunlar . Peki neden var bunlar. Sevmek ve merhamet etmek için. Çünkü ben de sevilmek ve merhamet görmek istiyorum. O halde öbür duyguları düzeltip, pıstırıp bu iki duygumu geliştirmeliyim. Yaratılışımın sebebi bunlar ama “doğru” olanı mı seviyorum. İşte tekrar akla döndüm. O akıl sorgulasın, bu sevgileri ve merhameti en iyiye ve en güzele götürsün. Yarı yolda kalmayayım.
Comments